Haber:  A.B. Günaydın

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan bir il olan Hatay, 6 Şubat depremlerinin ardından ağır ekonomik ve sosyal sorunlarla boğuşuyor. Tarım sektöründe yaşanan olumsuzluklar, gıda fiyatlarını katlayarak artırdı. Pazarlarda sebze ve meyveler taneyle satılırken, vatandaşlar temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. Depremin yol açtığı yıkımın yanında, toprak ve su kaynaklarının kirlenmesi tarımsal üretimi daha da zorlaştırıyor. Birçok aile, çocuklarının aç kaldığını belirterek yetkililerden yardım istiyor. Pazar esnafı ise artan maliyetler nedeniyle kar edemediklerini ve işlerini bırakmak zorunda kalabileceklerini ifade ediyor.

Yükselen Fiyatlar ve Alım Gücünün Azalması

Pazar yerlerindeki satıcıların anlatımları yürek burkan bir tablo çiziyor. Bir pazarcı, depremden sonra insanların 4-5 kilo sebze alabileceği halde şimdi yarım kilo bile alamayacak durumda olduğunu dile getiriyor. Ekmek fiyatlarının 50 kuruştan 10 TL'ye, domates fiyatlarının ise 50 kuruştan 60 TL'ye yükseldiğini belirten pazarcı, ekonomi politikalarının halk üzerindeki ağır etkisinden yakınıyor. Aileler, çocuklarının eğitimine bile zaman ayıramayacak kadar geçim sıkıntısı çekiyor. Gelir düzeyindeki düşüş ve istikrarsızlık, temel ihtiyaç maddelerinin teminini zorlaştırırken, tüketici güveni de hızla azalıyor. Birçok vatandaş, yaşadıkları ekonomik sıkıntılardan dolayı geleceğe dair umutsuzluğa kapılmış durumda. Yetkililerin bu sorunlara karşı somut adımlar atması, halkın hayatını kolaylaştırmak için acil çözümler bulması gerekiyor.

Tarım Üretimindeki Düşüş ve Toprak Kirliliği

Hatay'ın önemli bir tarım merkezi olan Defne ilçesinde, Ziraat Odası Başkanı Mehmet Yılmaz, son üç yıldır tarım sektörünün büyük zararlar gördüğünü belirtiyor. Depremin yol açtığı yıkımların yanı sıra, toprak ve su kaynaklarının kirlenmesi, mevsim normallerinin değişmesi ve insanların konteynerlarda yaşaması, ekim alanlarının azalmasına neden olmuştur. Üretici sayısındaki azalma, ürün çeşitliliğinin daralması, fiyatların artışına ve piyasadaki dengesizliğin büyümesine sebep oluyor. Üretimdeki bu kesinti, sadece bölgeyi değil, ülke genelinde gıda güvenliğini de tehdit ediyor. Toz ve asbest kirliliğinin zeytin üretimine de olumsuz etkiler yaptığını, zeytinyağı kalitesinin düştüğünü ve gelirlerin azaldığını aktarıyor. Bu durum, tarımın ekonomik hayattaki önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Türkiye'yi Etkileyecek Bir Kriz

Hatay'daki tarım krizinin boyutları, sadece bölgeyle sınırlı kalmıyor. Ülke genelinde gıda fiyatlarına ve arz güvenliğine doğrudan etki eden bu durum, Türkiye ekonomisini de tehdit ediyor. Deprem bölgesindeki tarım alanlarının tekrar üretime kazandırılması, hem ekonomik canlanma hem de gıda güvenliği açısından son derece önemlidir. Yetkililerin, tarım sektörüne yönelik destekleri artırması, üreticilere finansal kaynak sağlaması ve toprağın temizlenmesi için gerekli adımları atması gerekiyor. Aksi halde, bu kriz daha da derinleşerek ülke genelini olumsuz etkileyebilir. Uzun vadeli planlar yaparak, dayanıklı ve sürdürülebilir bir tarım sektörü oluşturulması gerekiyor. Küresel gıda güvenliğinin sağlanması adına da bu krizin hızlıca çözülmesi büyük önem taşıyor. Bu süreçte, tarım sektörüyle ilgilenen kurumların, üreticilerle yakın iş birliği içinde çalışarak ihtiyaçlarını karşılaması ve yeni stratejiler geliştirmeleri gerekiyor.